Akciğer kanseri, normal akciğer hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla ve akciğer içinde tümör oluşturmasıyla başlar. Tümör öncelikle bulunduğu ortamda büyür, ardından çevre dokulara ve dolaşım yoluyla karaciğer, beyin ve kemik gibi uzak organlara yayılabilir. Bu hastalığın en önemli özelliği, tipik ve erken bir belirtisinin olmamasıdır. Akciğer kanseri hastalarının %25'inde hiçbir belirti görülmemektedir. Bu nedenden dolayı, düzenli olarak kontrol yaptırmak hayati önem taşımaktadır. Akciğer kanseri belirtileri, akciğerlerdeki tümör veya tümörlerin etkilerine bağlı olarak hormonlarda, kanda ve vücudun diğer bölgelerinde kendini gösterebilir. Kanser türleri arasında en ölümcül olanı akciğer kanseridir.

Öksürük, akciğer kanserinden başka birçok hastalığın belirtisidir. Sigara içenlerde normal kabul edildiğinden dolayı fazla önemsenmez. Ancak tedaviye cevap vermeyen ve 1-2 haftadan fazla süren öksürükler mutlaka üzerinde durulmalıdır. Öksürük, kanserin büyük bronşlarda olduğu hastalarda daha sık görülmektedir. Bu öksürük kuru, inatçı ve bazen de balgamla birlikte kan şeklinde olabilir. Uzun süreli öksürüğü olan sigara tiryakileri, öksürük karakterinde değişikliklere dikkat etmelidirler. Bunlar; geceleri hastayı uyandıran öksürükler, öksürüğün artması ve uzun süreli olması gibi durumlarda kanser düşünülmelidir.

Kanama, hastalığın erken bir belirtisi değildir. Kanama balgamla birlikte olabileceği gibi çok miktarda öldürücü olabilmektedir. Bu belirti sadece akciğer kanserini işaret etmeyebilir. Bu nedenle titizlikle incelenmelidir.

Göğüs ağrısı, akciğer kanserinde sık rastlanan bir durumdur. Genellikle de ilerlemiş kanserin bir işaretidir. Bu ağrıların en önemli belirtileri kol, omuz ve sırt ağrılarıdır. Akciğerlerin iç kısımlarında yer alan kanserlerde ağrı görülmeyebilir. Bazı hastalarda, akciğer zarı da hastalığa katılmışsa öksürürken, gülerken ve göğüs duvarı üzerinde derin nefes alırken bıçak batması şeklinde ağrı olur. Hastayı kıvrandıran ve ağrı kesicilerin fayda etmediği durumlarda kanserin kemiklere ve sinirlere yayılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu ağrılar vücudun birçok bölgesinde görülebilir.

Nefes darlığı, akciğer kanserinin erken belirtilerinden değildir. Nefes darlığı birçok hastalığa bağlı olarak da gelişebilir. Nefes darlığı, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, tümörün bronşu tıkaması ya da akciğer içinde yayılması durumlarında görülmektedir.

Hırıltılı solunum, özellikle nefes alırken ötme tarzında bir ses çıkarması şeklindedir. Hırıltılı solunum daha çok kronik bronşit ve astım hastalıklarında görülse de akciğer kanserinin bir belirtisi de olabilir.

Bu belirtiler, kanser ilerlediğinde görülmektedir. Bu durumda olan hastalar genellikle tedaviye iyi cevap vermezler.

Akciğer kanserinin erken teşhisi, tedavi şansını artırmaktadır. Bu nedenle, risk grubunda olan bireylerin düzenli olarak sağlık kontrollerini yaptırmaları önemlidir. Akciğer kanseri tanısında en sık kullanılan yöntemler arasında bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve biyopsi bulunmaktadır.

Akciğer kanseri, belirtileri geç ortaya çıkan ve genellikle ileri evrelerde teşhis edilen bir hastalıktır. Bu nedenle, özellikle risk grubunda olan bireylerin düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri hayati önem taşımaktadır. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir ve yaşam süresini uzatabilir.