Kıl dönmesi hastalığı, genellikle ileri evrelerde fark edilmekte ve bu aşamaya gelene kadar çoğu hasta utanç veya çekingenlik nedeniyle tıbbi yardım almaktan kaçınmaktadır. Ancak bu erteleme, hastalığın ilerlemesine ve tedavi sürecinin zorlaşmasına yol açmaktadır.

Kıl dönmesi, kıl kökünün yönünü değiştirerek tekrar deri altına batması sonucu oluşur. Bu sapmış kıl, deri altında uzamaya devam eder ve bu süreç kişide ağrı, acı ve diğer çeşitli problemlere yol açar. Kıl dönmesi belirtileri, hastalığın erken evrelerinde belirgin değildir ve genellikle hastalık ilerlediğinde fark edilir. Bu durum, hastaların zor anlar yaşamasına ve nihayetinde doktora başvurmalarına neden olur. Bilinmesi gereken önemli bir nokta, kıl dönmesi hastalığının kendiliğinden geçmeyeceğidir. Bu nedenle, hastalığın fark edilmesi durumunda derhal tıbbi yardım alınmalıdır. İhmal etmek veya ertelemek doğru bir yaklaşım değildir.

Kıl dönmesi durumunda, kılın kıl köküne döndüğü nokta çıplak gözle görülebilir. Deri altında biriken kıllar, vücutta koruma mekanizmasını tetikler ve bu mekanizma sonucu kıl dönmesi olan bölgede bir sıvı salgılanır. Ancak bu sıvının kılları yok etme gibi bir işlevi yoktur. Biriken sıvı, cilt dışına çıkmak için kılların yolunu kullanır ve bu yol sayesinde vücuttan her gün 2-3 damla veya daha fazla miktarda sıvı dışarı çıkar. Bu duruma "kıl dönmesi akıntısı" denir. Akıntı mikroplu ise kötü bir koku yayar ve bu koku dayanılmaz olabilir.

Kıl dönmesi, vücudun her yerinde görülebilir ancak en sık kuyruk sokumu bölgesinde rastlanır. Kuyruk sokumu dışında koltuk altında, göbek bölgesinde, sırtta, kollarda, bacaklarda ve kasıkta da görülebilir. Vücudun herhangi bir yerinde kıl kökünde kıl dönmesi belirtileri fark edildiğinde, zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir.